Göbene değerliydi; kimsenin adını duymadığı, toprağın havuz, villa bilmeyip tütüne incire can olduğu zamanlarda da benim için.
Mübadele hikayelerinin anlatıldığı atın, ineğin bakışıyla acıkıp susadığının anlaşılıp , oyuncak bilmeyen ellerin domates karıklarını suladığı zamanlarda da Göbene’ydi özlenen hevesle zevkle yaşanan.
O anların hatırasını saklamış, belki koca incir, belki rüzgar, belki de göçmen kuşlar anlatmış her geldiğinde…
İşte hatırlamak, ya da ilk kez yaşamak için kirlenmemiş bakir duyguları. Göbene’ye bekliyoruz seni .